DPÜ Rektörü: Yasa çıkarılırsa başörtülüleri hemen alırız

Kaynak : Cihan Haber Ajansı
Haber Giriş : 25 Şubat 2008 22:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan yasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinin ardından, "Söz konusu değişiklikle bağlantılı yasal düzenlemenin henüz yapılmaması" gerekçesiyle eski uygulamasını sürdüren Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Rektörü Prof. Dr. Güner Önce, gereken düzenlemenin yapılması halinde yasayı uygulamakta tereddüt etmeyeceklerini söyledi.

DPÜ Senatosu bugün yaptığı toplantıda, "5735 sayılı kanunla TC Anayasası'nın 10. ve 42. maddeleri yürürlüğe girmiştir. Ancak, söz konusu değişiklikle bağlantılı yasal düzenleme henüz yapılmamış olduğundan, öğrencilerimizin kılık ve kıyafetleri konusunda mevcut uygulamaya devam etmeleri" şeklinde karar aldı. Konuya ilişkin bir açıklamada bulunan Rektör Önce, "42. maddeye eklenen 7. fıkraya göre de şöyle diyor: Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple, kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanılma sınırları kanunla belirlenir. İşte bu son cümle, bizim mevcut uygulamaya devam etmemizi ve bu hakkın kullanılma sınırlarının kanunla belirlenmesi durumunda, o belirlemeye göre, yasal mevzuatın sonuçlanmasına paralel olarak uygulamaya geçmemizi hüküm olarak algılıyoruz. Bu düzenleme yapıldıktan sonra, düzenlemenin getirdiği sınırlara bağlı olarak, uygulamayı da hemen işleme koyarız." şeklinde konuştu.

Üniversitelerdeki farklı uygulamaları da değerlendiren Önce, hukuk dünyasının da bölündüğüne işaret ederek, "Bu düzenleme hem hukuk dünyası tarafından, hem üniversiteler tarafından çok farklı yorumlandı ve algılandı. Açıkçası biz yöneticileri de zor durumda bıraktı." dedi. DPÜ Senatosu'nun bu kararı alırken, hukuk müşavirliğinin görüşü doğrultusunda hareket ettiğini dile getiren Önce, şöyle konuştu: "Onun hukuksal açıdan görüşüne göre de; Anayasa bir çerçevedir. Bunun uygulaması yasalarla düzenlenir. Nitekim çıkan maddede de bu belirtiliyor. Bu düzenleme yasayla yapılmadıktan sonra, eğer bunu uygularsanız, daha önceki yargı kararlarına ters düşmüş olursunuz. Asıl o zaman yargıya ters düşmekten ve yasayı uygulamamaktan dolayı suçlu duruma düşersiniz. Ben şahsen hukukçu değilim. Ama mantık dünyamda bunu irdeliyorum. Senato üyeleriyle de irdeledik. Sonuçta, bu yasal düzenleme yapılıncaya kadar, mevcut uygulamanın devam etmesi yönünde karar aldık. Elbette ki, yasa hepimizin üstündedir. Bu yasal düzenleme, ne şekilde, ne sınırlarla gelirse, biz ona hemen uyarız. Bu konuda da en ufak bir tereddüt olamaz."

"HİÇBİR SORUN YAŞAMADIK"

Mevcut uygulamaya devam ettiklerinden dolayı hiçbir sorun yaşamadıklarını vurgulayan Önce, "Sabahtan itibaren öğrencilerimiz son derece anlayışlı bir şekilde içeriye girdiler. En ufak bir sorun ve direniş yaşamadık. Çünkü bizim öğrencilerimiz son derece anlayışlıdır." dedi. Öğrencilerin, üniversite yönetiminin kaygısının yasalara uymak olduğunu bildiklerini ifade eden Rektör Önce, "Her birimizin farklı görüşleri olabilir. Bu görüşler bir tarafadır. Asıl önemli olan yasaları uygulamaktır. Ama düzenleme açısından yasanın bir ayağı eksik kaldı." diye konuştu.

"YÖK BAŞKANI DOĞRUDAN TALİMAT GÖNDERMEDİ"

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın bu konuda kendilerine "doğrudan talimat gönderdi" şeklinde bir değerlendirme yapmadıklarını aktaran Önce, "Bir emir olarak gelmemiştir. Kendi ifadesiyle şunu demiştir: 'Söz konusu Anayasa değişikliğini göz önünde bulundurmak suretiyle uygulama yapılması, kamu görevi ifa eden yüksek öğretim kurumlarının, yöneticilerinin görev, yetki ve sorumluluğunda olduğu izahtan varestedir.' Yani, kendi yetkiniz ve sorumluluğunuzdadır diyor. Ama tabi ki kişisel görüşlerini söylemiş. Kişisel görüşler çok farklı doğrultuda olabiliyor." ifadesini kullandı.

Çok sayıda Anayasa profesörünün bile birbirinden farklı söyleyebildiğine işaret eden Güner önce, "Ama biz de neticede, bütün bu görüşleri dinleyip, hangisi daha yasal ağırlıklı ise, onu uygulamak durumundayız." dedi. "Kanun düzenlemesinin de birlikte geçmiş olsaydı, yahut hemen arkasından geçmiş olsaydı, hiçbir tereddütte kalınmadan tüm üniversiteler bunu aynı şekilde uygulayacaktı." diyen Önce, bütün bu tereddütlerin, yorumlara neden olduğunu kaydetti.

Yorumlar farklı olunca da, farklı uygulamaların ortaya çıktığını söyleyen Önce, "Yoksa hepimiz, 'tüm öğrencilerimizin yüksek öğrenim hakkı kullanmasını arzu etmeyiz' diye bir şey olamaz. Hepsi bizim çocuklarımız." diyerek sözlerine son verdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber